Cuma, Aralık 31, 2004
Corwin'e ithafen ...
There's color everywhere
What's this?
There's white things in the air
What's this?
I can't believe my eyes
I must be dreaming
Wake up, Jack, this isn't fair
What's this?
What's this? What's this?
There's something very wrong
What's this?
There's people singing songs
What's this?
The streets are lined with
Little creatures laughing
Everybody seems so happy
Have I possibly gone daffy?
What is this?
What's this?
There's children throwing snowballs
Instead of throwing heads
They're busy building toys
And absolutely no one's dead
There's frost on every window
Oh, I can't believe my eyes
And in my bones I feel the warnth
That's coming from inside
Oh, look
What's this?
They're hanging mistletoe, they kiss
Why that looks so unique, inspired
They're gathering around to hear a story
Roasting chestnuts on a fire
What's this?
What's this?
In here they've got a little tree, how queer
And who would ever think
And why?
They're covering it with tiny little things
They've got electric lights on strings
And there's a smile on everyone
So, now, correct me if I'm wrong
This looks like fun
This looks like fun
Oh, could it be I got my wish?
What's this?
Oh my, what now?
The children are asleep
But look, there's nothing underneath
No ghouls, no witches here to scream and scare them
Oh ensnare them, only little cozy things
Secure inside their dreamland
What's this?
The monsters are all missing
And the nightmares can't be found
And in their place there seems to be
Good feeling all around
Instead of screams, I swear
I can hear music in the air
The smell of cakes and pies
Are absolutely everywhere
The sights, the sounds
They're eveywhere and all around
I've never felt so good before
This empty place inside of me is filling up
I simply cannot get enough
I want it, oh, I want it
Oh, I want it for my own
I've got to know
I've got to know
What is this place that I have found?
What is this?
Christmas Town? Hmm..
---
Nice senelere :]
Birşey Yapamamanın Dayanılmaz Ağırlığı ve Gözlerin Parlaması
Halbuki dün ne kadar neşeliydik. Aragorn ile yılbaşı balonları üstünde deneysel çekimler yaptık benim webcam'le... Corwin ise "way of shakir" ile bir diğer odada "predator'ün yatağının üstünü ' süslüyordu ve odayı yılbaşına hazırlıyordu.
Kısacası rahatlık ve pişkinlik son noktada ama hani içimizi içten içe kemirmiyorda değildi şu anki durum. (şimdi bile şu yaptığımız iş, yazdığımız şeyler, ders olduğu zaman üşengeçlik maksimum seviyede iken bu durum hiç de akıllı adam işi değil)
Öğlen'e kadar böyle mi geçecek vakit... Bir de yeni yıl heyecanı falan fistan gibi bir sürü kavram ve duygu var kafamın içinde. Hani farklı birşey olmuyacak biliyorum ama işte aptalca batıl bir inanç farklı birşeyler olur beklentisi. "Hope is a good thing" ... Ben mi? Gene yalnızım. Galiba kışın pek işlerim yerinde gitmiyor. Keşke yılbaşı yaz mevsimine gelse....
Corwin le Aragorn da bana gene kendini yazmaya başlamışsın diyor. Corwin, gözlerimin parladığını, Aragorn ise sakalımdan elektrik akımı belirtileri almaya çalışıyor. Keza benim kafam gene başka yerde...
Şimdilik bu kadar...
31.12.2004'e ithafen,
Çarşamba, Aralık 29, 2004
Salı, Aralık 28, 2004
Portrait Of Emilie Flöge
Cumartesi, Aralık 25, 2004
dün,bugün ve "kanki kız" kalmak:):(
herneyse...bu kadar işte daha bişiy demiycem:)
Çarşamba, Aralık 22, 2004
Salı, Aralık 21, 2004
Edvard Munch "The Scream", 1893
| ||
|
Pazar, Aralık 19, 2004
Cumartesi, Aralık 18, 2004
One Last Goodbye to Phoenix...
Perşembe, Aralık 16, 2004
fransız kalmak
Çarşamba, Aralık 15, 2004
merak, grafikeri öldürdü mü?
hemen her konuda kendileri atıp kendileri tutuyor,bazen de tutamayıp ortalığı batırıyorlar...mesleğim adına üzülüyorum.. rastlıyorsunuzdur, medyada şu güncel konu YTL kompozisyonları hakkında, ağzı olan herkes konuşuyorda, konuşuyor..daha sırada kimler var kimbilir..... usta zannettiğimiz kişilerde, kendilerine biçilen figüran rollerini bu konudaki taslaklarından daha kepaze, ama bir takım medyatörün istediği gibi iyi bir şekilde(basında yer almak adına) oynuyorlar.....bu konuda kendilerine verilen ev ödevlerinide,(bir araYTL tasarımları yaptırılmışlardı) saçmalıklar düzeyinde yaptıklarının farkında değiller, çünkü saçmaladıklarını yüzlerine vuranda yok,eleştirende.... meydan boş yani..... birisi banknotun ön yüzüne balerin koyar,5 balerin 5ytl düzeyindedir banknotumuzu gereksiz rakamlardan kurtarmıştır, üstelik arkadaşımız moda tasarımcısıdır.(ben ne kadar moda tasarımından anlarsam...) bir diğeri ele alındığında renk değiştiren bir kağıttan bahseder, banknot yerine.....haaa birde Atatürk portresini kaldırır banknotlarımızdan..buda dünyaca ünlü grafik sanatçımızın tekidir!
bir diğeri banknot tasarımı yapanların nuh nebiden kalma, çekirdekten yetişme(usta çırak ilişkisi) kişiler olduğunu ve bunlarında estetikten yoksun olduklarını zırvalar bir dergide kendisine verilen köşeden homurdanarak ,banknotlarımızı zevksizlik örneği olarak algılayabilmiştir ancak,(tabiiki beğenmek zorunda değilsin ama hiç olmazsa tekniği ve kuralları konusunda bilgi sahibi olmadığın bir konuda fikir yürütmek zorundada değilsin..)
herkesin tekniği ve kuralları konusunda bilgi sahibi olmadığı, birçoğunun arka yüzünde yer alan konudan bihaber olduğu,banknotları kompozisyonları ve harcanan emekleriyle değilde,nominal değeriyle değerlendiren"
neyse rahatsızlık duyduğum bir konuda hiç olmazsa sizlerle biraz dertleşmek istedim. kantarın topuzu biraz fazla kaçtıysa affola....
sizin anlayacağınız; nasrettin hoca misali, herkesin önünde eşeğin kuyruğunu kesersen kimseyi memnun edemezsin, kimisi uzun der kimisi kısa.her ne kusur etti isek de, tekrar affola....
H. AKSU
Salı, Aralık 14, 2004
To One Of Those
And I suffered.
But I know, my way is the Right,Honest,Innocent and the Pure one.
I will love again,
I will forgive again
And I will keep my patience again.
I know it like the back of my hand;
I will suffer again.
And I will be the lonely one again...
But one day, when I disappear;
If you are one of those,
Never to mention my name...
I just want to be loved as much as I loved you,
I just want to be cared as much as I cared about you,
Nothing More...
Why Is It So Hard To Love & Care
14.12.2004'e ithafen,
Cumartesi, Aralık 11, 2004
Freedom. I dig my feet into the sand. Stare at the stars above me burning bright. I close my eyes and hear the ocean, I taste the salt upon my lips. The rapid winds send shivers through my body, I feel as if I am a fish. Swimming through the ocean waters. No worries to drown me. I swim; I jump, free falling into the ocean, I dig my feet deeper into the sand. It clogs between my toes, feels rough upon my heels. I look deeper into the sky, see the moon the sun a star. I close my eyes tighter to hear the sound of dolphins swimming Freely in the ocean. I taste the air upon my lips, The wind takes me higher and higher Spreading my wings, flying with the wind. Through the white fluffy clouds. I look down upon the world I live. All game. No worries to pull me down. I fly, I sing, I triple spin through the sky, I open my eyes, here while I sit on the sand. Reality hits but I am still in dream land, No one can tell me how to dream, So I am nothing here but free.
Pazar, Aralık 05, 2004
Questions lie beneath the surface
Look up at the sky. Ask yourselves: is it yes or no? Has the sheep eaten the flower? And you will see how everything changes...
And no grown-up will ever understand that this is a matter of so much importance...
The Little Prince - Antoine de Saint-Exupéry
Perşembe, Aralık 02, 2004
4th One Song,One Movie,One Quote,One Feeling...
Jeff Buckley - Forget Her
---------------------------------------
Tim Burton - Batman Returns (1992)
---------------------------------------
******************************
-[CatWoman]You're catnip to a girl like me.
-Handsome, dazed......and to die for.
-Mistletoe can be deadly if you eat it.But a kiss...
-...can be even deadlier if you mean it.
-You're the second man who's killed me this week.
-But I've got seven lives left.
-I tried to save you...
-Seems like every woman you try to save ends up dead.
-Or deeply resentful.
-Maybe you should retire.
******************************
-[CatWoman]How could you?
-I'm a woman!
-[Batman]I'm sorry.
-As I was saying, I'm a woman and can't be taken for granted.
-Life's a bitch, now so am I.
******************************
---------------------------------------
Patience...
---------------------------------------
02.12.2004'e ithafen,
Çarşamba, Aralık 01, 2004
Neye...
Ne diye pencerenin kenarına geçersin
Pis bir şarkı çalar
Bir sigara yakar,
İzlersin sisler içindeki bir dostumun dediği gibi
Hayal kırıklarının şehrini
Derdin nedir yada tasan
Kafana takılan, yoran
Seni bu hale sokan...
Anan mı yok , yoksa baban mı?
Kardeşini mi aldılar? Sevdiğini mi elinden?
Arayanın mı yok? Sevenin mi yok?
Topraklarından, kökünden mi uzaksın?
Yalnız mısın peki...
Uğraşsan üstesinden gelemiyeceğin birşey mi var?
"Hayır"...
Bu haline rağmen neye ?
Neye?
Neye...
01.12.2004'e ithafen,
Pazar, Kasım 28, 2004
tipsy subconscious...
just stay from me,
no body knows where you gonna live,
dont hear memy voice goes down and up
here we go to the linger shilid forest
tahts the holding stars that we cannnot touch again
you lead the way whilw iwas wealking with you under the rain
the thounders stayed wawy from me
they fall into you
do not touch me
d notloook me
you r gonna cry
and laugh
we are way ,
we are hold in the nigght crawls
shei s waiitng the cloud
sthe blue and the gorgouess ones
she is lieaving the room
shie is holding her hand
blody walls
pills i drunked ,she is criying again
leaving the stage
you are you a re you are leaved me
i cry icry
jail from me
i hit th ground
pool was s cold
i swim
swin all over the see
a shark a sharh
sing a song
tom
e with al lyour dreams
my words
fly away
to the sky
sky
open myu cutain
come in to inmto to my sea
but dont boild
do not boil
i liked you
rally really i liked you
but you hit me
hit me with oyour dame sowrd
sword
28.11.2004'e ithafen,
Cuma, Kasım 26, 2004
Did you question your motives the last time
You chased a red dress in shadows on the wall
Past a half-empty cafe in a golden night
Dancing brush strokes your feet as they fall
Put the pin through the paper they'll find you someday
Hammered down beside me thrown aside on the way
Rolling your own in this beautiful fade
Put the pin through the paper
They'll find you someday
A night of red creek and filters to burn
On needles they sleep on their lie
No apologies accepted I know what they said
Feed the flames floating ash to sky
Put the pin through the paper they'll find us someday
Hammered down together thrown aside on the way
Rolling our own in this beautiful fade
Put the pin through the paper
They'll find you someday
Trainspotting -Entrance-
Perşembe, Kasım 25, 2004
şimdi tam zamanı:P
bir kaç gundur izlemedeydim ama artık ben de ses çıkarmaya başlamak istedim:)
hoş ses çıkaracak hal ve takat yok lakin yine de canımın sıkkınlığını gidermek için birşeyler karalayım dedim..Yahooda kimse yok...Ama benim de konuşasım var o halde sizlere bu "konuşası olmak" halimin geçmişini anlatayım:)
Şimdi ben çok küçükken anaokuluna gidiodum( ki bu sureç 4-6 yaşlarıma tekabul eder..). Kaç yıl gittiğim o kreşte asla sabah kahvaltısı etmedim ve öğlen uykusu uyumadım:) ayrıca hiç bir zman verilen sütleri de içmedim:) (evet bu yusden kısacık kaldım:( :) )(neyse bunla konumuz deil) işte bu okulda akşam bir şekilde edildiğinde annem çoğu anne gibi beni almaya gelirdi.Kreşten annemlerin ofise kadar olan yolda annem gunun sorgulamasını yapar ben de yediğimden içtiğimden konuştuğumuz konunlara kadar her şeyi en ince ayrıntılarıyla anlatırdım. Annemin annattıkları bununla sınırlı kalsa normal bir konuşma isteği ve hali içinde olduğumu anlayabilrdik ancaaak bununla sınırlı kalmazmışım... Yol boyunca tek saniye susmadığım gibi eger konuşacak mantıklı bir şey bulamazsam bir yaprak koparıp veya bir çiçek koparıp: bu bi çiçektir, yaprakları vardır,...(yaprak versiyonu: bu yaprak yeşildir, guzeldir. üzerinde damarları vardır...) vs diye saçma sapalak şeyler annatırmışım:)
O yuzden ister evde ister toplum içinde beni susarken goren insanlar hala énoldu bişiyin yok di mi?" diye sorarlar:)
neyse.. iyi ki konuşak takatim yokmuş:)
Bugunluk bu kadar.. Devamı gelecek:)
Hoşçakalın...
Salı, Kasım 23, 2004
3rd One Song,One Movie,One Quote,One Feeling...
Tori Amos - Me and A Gun
------------------------------------------------------
Lukas Moodysson - Lilja 4-ever ( 2002 )
------------------------------------------------------
*********************************
-[volodya] You know what?
-[lilja] I did think of jumping.
- ReaIIy?-Yeah.
-Why?
-'Cause aII of this is buIIshit. I don't want to Iive anymore.
-Yeah,you do!,Course you want to!
-You saved my Iife.
-Now I'm gonna save yours.
**********************************
-It's windy...there's a mist. It's so coId.
-And this worId isn't that good.
-[lilja] Now I'm jumping... and flying...
-[volodya ]No,you can't...
-Why not? It's up to me.
-I've had it with this Iife.It's compIete shit.
- No, it's not.
- Course it is. It's shit.
- No, it's not.
- Course it is. But it's the onIy one you've got.This Iife is the onIy one you've got.
-I don't want this Iife.
-I'm not interested.
-Look at me. I kiIIed myseIf and went to heaven and yeah, it's reaIIy good in heaven.
-But I regret it, 'cause I wanted to Iive on earth a IittIe Ionger.You remain dead for aII
eternity, but you're aIive onIy for a brief moment.
- I wasn't ready yet.
- Not ready?
-Remember that timewhen we sat on the bench and you wrote ''LiIya 4-ever''?
-And those asshoIes that spat at us?
-I said that we shouId Ieave but you said that you weren't ready
-You wanted to finish writing first.
-Do you remember?
-That's how it is now.
-Everyone's spitting at you,but you're not ready.
-Jump if you want. It's not dangerous. I'II catch you.
-But then you Iose. And the asshoIes that spit at you win. You see?
*****************************************
- No! I beg you!LiIya!
- No!
-[GirI, about 16 years oId faII from a height]
- One, two, three...
*****************************************
----------------------------------------------
Cruilty...
----------------------------------------------
********************************************
This fiIm is dedicated to the millions
of chiIdren around the worId
expIoited by the sex trade.
******************************************
23.11.2004'e ithafen,
ilgimizin bir anda nasil dagildigi...
sn0wl: hayır
Corwin: half life 2 yi indiriyorum abi şu anda
sn0wl: hadi bakalım
Pazar, Kasım 21, 2004
2nd One Song,One Movie,One Quote,One Feeling...
Anastacia - "Who's Gonna Stop The Rain"
-------------------------------------------------
Alex Proyas - The Crow (1994)
-------------------------------------------------
*************************************
-[Sarah] People once believed that when someone dies...
-A crow carries their soul to the land of the dead.
-But sometimes, something so bad happens...
-That a terrible sadness is carried with it and the soul can't rest.
-Then sometimes, just sometimes...
-The crow can bring that soul back to put the wrong things right...
*************************************
-It's more like surfing than skating. I wish the rain would stop, just once.
-It can't rain all the time.
- Eric?
*************************************
-[Sarah ] If the people we love are stolen from us...
-The way to have them live on is to never stop loving them.
-Buildings burn, people die, but real love is forever....
*************************************
-------------------------------------------------
Devotion...
-------------------------------------------------
***************************************
* For The Memory Of Brandon Lee, 1965 - 1993*
***************************************
21.11.2004'e ithafen,
Cuma, Kasım 19, 2004
with all my heart, forever...
- Which answer you are asking for?
- You know as much as me...
- If I have to be honest, yes I know...
- Then you will tell me?
- But you have to be honest with me.
- I'm always...
- Then tell me the truth; you always knew that answers you seek are not mine to give.
- But, I always....
- For all long years we've been friends,even more than that, please be honest with me as once you did.
- ....... I always thought that I could get the answer, I waited for so long..
- And that was the mistake you made ....
- Just another mistake, not so different from the others; I'm losing everything.
- Who can know the end? Don't be so impetuous to decide. Don't you remember what you told me once?
- I'm not sure if I want to remember. Sometimes memories are like millions of broken glass pieces in your heart, especially the good ones.
- "Sometimes you win, even when you lose". Sounds familiar? The man who told me this still around somewhere there? I want to believe to that with all my heart.
- ....
- Remember, that's all you need. Remember the times before you locked your heart away. Remember that you're closer to answer than you think. Remember that the truth lies within. Just remember...
Perşembe, Kasım 18, 2004
Regretful Boy...
Unhappiness & Regretful...
Click on this link, But causes being regretful...
http://img79.exs.cx/my.php?loc=img79&image=RBC.jpg
18.11.2004'e ithafen
Çarşamba, Kasım 17, 2004
uptown burst of energy
comes on about four in the morning
give me articles of reason
television
after a night of ignoring
somebody said patience
is a virture each and everybody needs
so tell me where i can find it
see me cut my hands
and watch me bleed
i'd like to ride out to the edge of a cliff
look down as the rocks float off
close my eyes and open my ears
on a cold day
your last cigarette in the rain
half of me is watching
a bitter soul in pain
what more to do than offer
one last cigarette
it's all the same
uptown burst of energy
follows you into the room tonight
i know you need to go to sleep
it's hard to say goodbye
but i just might
i'd like to ride out to the edge of a cliff
look down as the rocks float off
close your eyes and open your ears
feel the cold bright sunlight
leaning on your face
throw back your hair with the wind
everybody needs
a cup of coffee on a cold day
your last cigarette in the rain
Dead
I’m dead.
I’m dead inside.
Downtime is poison…
…that I cannot stomach.
Without the whirl and spin…
…of frustration and conflict…
…I lose purpose.
I become worthless.
I reach…
…but others cannot handle my busyness.
There is no solace…
…in my endless restlessness.
Only one thing…
…could end this ugly cycle.
Death.
True death.
My true death.
What a relief.
To lose the capacity…
…to yearn…
…and ache…
…and need…
Pazartesi, Kasım 15, 2004
Dün...
Oysa çocuk bilir başka bir yolu yok, geri dönecektir o karmaşaya,kötülüklere,yalnızlığa
ve tüm o şehre hissettiği kırgınlıklara rağmen...
Günün akşamı geriye kalan birkaç dostla buluşulur,hani dersiniz ya bazen "Eğer aramızdan birine birşey olursa, o gönül grubu dağılırsa, ona sebep olanı asla affetmem",böyle dostlarla... Birbirlerini göremeyenlerin içi dolar, anlaşılır birkaç saniyelik sessizlikten, içlerinden "Ne kadar da özlemişim keratayı" sözleri yankılanır... Yüzde kocaman [ yazarken ağlar ekranın başında,annesi görür,sormaz umarım diye aklından geçirir çocuk.Herşeyden ayrılmak zor gelir,tekrar geri gitmek istemez diğerleri gibi ] bir gülümseme, Gözlerin elmas gibi parlaması ve Islanmış gözlerin masum suçunu sigara dumanına atılması...Sohbet, günlük mevzuları bir yana savurarak koyulaşır, gönüllere iner. Çocuk dışardan izler, ne kadar da birbirlerine çok değer veriyorlar...Saatlerce muhabbet sürer. Aralarından birinin keyfi yerinde değildir aslında, Sorulur;anlatır içindekileri, yüzler asılır."Biz senin yanındayız her zaman" diyerek sırtı sıvazlanır...
Zaman geçmiş,Ayrılık zamanı gelmiştir.Eller sıkılır, diğer güne tarihler atılır. Çocuk mutludur.Kapıyı çarparken aklına düşer,bastırır yalnızlık.Soğuk bir rüzgar eser içi titrer, gökyüzüne bakar beyaz bulutların bile içi dolmuş ki kapkara dururlar... Bir derin "offf" çeker çocuk, kapının sesi gelir ardına egsoz'un sahte kokusu.
Çocuk Yine Tek Yine Yalnızdır...
13.11.2004'e ithafen
Cumartesi, Kasım 13, 2004
Sis
sarmış yine ufuklarını bir inatçı duman,
bir ak karanlıktır gittikçe artan.
baskısı altında silinmiş gibi cisimler,
bir tozlu yoğunluktan oluşmuş tüm resimler;
birtozlu ve ürkünç yoğunluk ki bakışlar
dikkatle giremez derinliğine, korkar!
ama sana lâyık bu derin, karanlık örtü,
lâyık bu örtünme sana, ey zulümler mülkü!
ey zulümler alanı…evet, ey parlak sahne,
ey faciayı bezeyen şatafatlı sahne!
ey şatafatın, gösterişin beşiği, mezarı;
doğunun eski, çekici kraliçesi;
ey kanlı sevgileri tiksinip titremeden
zevke düşkün göğsünde besleyip büyüten;
marmara’nın mavi kucağı içinde
ölmüş gibi dalgın uyuyan canlı kitle;
ey köhne bizans, ey koca bunak büyücü,
ey bin kocadan kalan el değmemiş dul,
güzelliğinde henüz tazeliğin büyüsü var,
hâlâ titrer üstüne gözleyen bakışlar.
dışardan, uzaktan açılan gözlere süzgün,
mavi gözlerinle ne şirin görünürsün!
şirin, ama en kirli kadınlar gibi:
dökülen gözyaşlarının duygusuz hepsine.
kurulurken daha, bir hainlik eli
yapına lânetin ağulu suyunu katmış sanki!
hep ikiyüzlülüğün kiri dalgalanır zerrelerinde,
bir parçacık temizlik bulamazsın içlerinde.
hep ikiyüzlülük, kıskançlık kiri, çıkarcılık kiri;
yalnız bu…ve yalnız bunun yükselme umudu.
milyonlar barındırdığın cesetler arasından
kaç alın vardır çıkacak temiz ve parlak?
örtün, evet, ey facia… örtün, evet, ey kent;
örtün ve sonsuzca uyu, ey dünyanın koca kahpesi !..
ey debdebeler, tantanalar, şanlar, alaylar;
katil kuleler, haleli, zindanlı saraylar;
ey anıların sağlam mezarı, ulu tapınak;
ey kibirli sütunlar, bağlanmış birer dev gibi,
geçmişleri geleceklere iletmekle görevli;
ey dişleri düşmüş, sırıtan sur kafilesi;
ey kubbeler, ey şanlı dua, dilek yapıları;
ey doğruluğun sözlerini taşıyan minareler;
ey çatısı çökük medreseler, mahkemecikler;
ey servilerin kara gölgesinde birer yer
sağlayabilmiş binlerce sabırlı dilenci;
geçmişlere rahmet! yazılı mezar taşları;
ey türbeler, ey her biri gürültülü bir anıyı
uyandırarak sessiz soluksuz yatan atalar;
ey çamurla tozun savaştığı eski sokaklar;
ey her açılan gediği bir olayı sayıklayan
yıkıntılar, ey it kopuğun pusuya yattığı yerler,
ey kapkara damlarıyla ayakta duran
birer yas simgesi gibi sessiz, yıkık evler;
ey her biri bir leyleğe, bir çaylağa yuva
olan kaygılı ocaklar ki acılarla somurtmuş,
yıllardan beri tütmek nedir... unutmuş,
ey aç midelerin insanı sıkıştıran ağusuyla
her alçaklığı yutan kurumuş ağızlar;
ey doğanın bağışıyla en hazır ve nimetli
bir yaradılışa kavuşmuşken aç, tembel ve kısır,
her nimeti, her bağışı, tüm kurtuluş yollarını
gökten dilenen, katlanıp alçalan... ikiyüzlü!
ey köpeklerin sesi, ey konuşma onuruna kavuşmuş
insandaki şu nankörlüğü lânetleyen bağırış;
ey yararsız gözyaşı, ey ağulu gülüş,
ey güçsüzlük ve acınma sözü, hınçlı bakış;
ey efsanelerin çukuruna düşen anı: namus;
ey yükselme kapısına çıkan yol: ayak öpme.
ey silahlanmış korku, kötülüğün yüzünden
öksüz, dul ağızların yakınması talihten;
ey kişiye dokunmayan ve özgürlüğe yakın
bir soluk alma hakkı veren yasa efsanesi;
ey boş vaat, ey sonu gelmeyen kuyruklu yalan,
ey mahkemelerden durmadan sürülen hak;
ey kuruntu ve kuşkuyla duygusunu yitiren,
vicdanlara kadar uzanan meraklı kulak;
ey dinlenme korkusuyla kilitlenmiş ağızlar,
ey tiksinilen, aşağılanan ulusal çabalar;
ey kılıç ve kalem, ey iki siyasal mahkûm;
ey erdem ve utancın payı, ey unutulan yüz;
ey korku yüküyle iki büklüm gezmeye alışmış
kodamanlarla kuyrukları, koca, ünlü toplam;
ey önüne eğilmiş baş, alnı pak, ama iğrenç;
ey taze kadın, ey onun ardından koşan genç;
ey ayrılık acısı çeken ana, ey küskün eşler,
ey kimsesiz, başıboş çocuklar... hele sizler,
hele sizler...
örtün, evet, ey facia... örtün, evet, ey kent;
Cuma, Kasım 12, 2004
One Song, One Movie, One Quote , One Feeling...
Vanessa Carlton - "Paint It Black"
--------------------------------------------------------
Taylar Hackford - Devil's Advocate (1997)
--------------------------------------------------------
-God?
-Is that it?
-God?
-I'll tell you...
-Let me give youa little inside information about God.
-God Likes to watch.
-He's a prankster.
-Think about it.
-He gives man...
-...instincts.
-He gives you this extraordinary gift,and then what does He do?
-I swear, for his own amusement...
-...his own private, cosmic...
-...gag reel...
-...He sets the rules in opposition.
-It's the goof of all time.
-Look, but don't touch.
-Touch, but don't taste.
-Taste, but don't swallow.
-And while you're jumping from one footto the next, what is He doing?
-He's laughing his sick, fucking ass off!
-He's a tightass!
-He's a sadist!
-He's an absentee landlord!
-Worship that? Never!
-"Better to reign in Hellthan serve in Heaven,'' is that it?
-Why not?
-I'm here on the ground with my nose in itsince the whole thing began!
-I've nurtured every sensationman has been inspired to have!
-I cared about what he wantedand I never judged him!
-Why? Because I never rejected him,in spite of all his imperfections!
-I'm a fan of man!
-I'm a humanist.
-Maybe the last humanist...
-------------------------------------------------------
Vanity...
-------------------------------------------------------
12.11.2004'e ithafen,
Perşembe, Kasım 11, 2004
...
Jim Morrison
La Fin
C'est l'extrémité, bel ami.
Il blesse pour vous placer libre,
Mais vous ne me suivrez jamais.
La fin du rire et des mensonges doux.
La fin des nuits où nous avons essayé de mourir.
C'est... extrémité.
Çarşamba, Kasım 10, 2004
Each has his past shut in him like the leaves of a book known to him by heart and his friends can only read the title. (...)
If we didn't live adventurously, plucking the wild goat by the beard, and trembling over precipices, we should never be depressed, I've no doubt; but already should be faded, fatalistic and aged."
Virginia Woolf
Salı, Kasım 09, 2004
O Artık Yok...
Time Is Gone, Song Is Over. Thought I'd Something More To Say...
09.11.2004'e ithafen,
Gerçeği ararken...
Pazartesi, Kasım 08, 2004
Sad Boy...
Its all reftected to me as "Sadness" ... Because of that reason , I try to compose my feelings with pictures of the sad peoples from all over the world...You can see my composition by clicking this link:
http://img131.exs.cx/my.php?loc=img131&image=SBC.jpg
08.11.2004'e ithafen,
Korktukça Tutsak, Umut Ettikçe Özgürsünüz.
- Somethings are best left unsaid.
- Fear sets you prisoner, hope sets you free.
- Hope is a dangerous thing. Hope can drive a man insane.
- Here's where it makes the most sense.You need it so you don't forget.Forget that there are
places in the world that aren't made out of stone.That there's something inside that's yours,
that they can't touch.
- That's the beauty of music. They can't take that away from you.
- Get busy living, or get busy dying.
- I had to go to prison to become a criminal.
- Salvation lies within you.
Shawshank Redemption, vizyona girişinin 10. yılını kutlamak için sinemalara tekrar uğruyor. Eğer yakınlarda bir yerlere gelirse bir şahesere tanıklık etme fırsatını kaçırmayın bence.
Pazar, Kasım 07, 2004
...
Bağlılık ister, Güven ister, Masumiyet ister ve kendinden Fedakarlık ister sevmek ... Bakışmak içini gösterir, gözler kaçar kimi zaman, kimi zaman kıpkırmızı olur,sinirden veya sevginin verdiği hırs. Konuşmak gerekir uzun uzun, hataları çıkarmak için değil; anlamak, anlatmak önemli olan.
Kimse mükemmel değildir ama sevenler mükemmele ulaşmak ister birbirleri için... Hayat rastlantılar yaratır, Sınar sevenleri acımasızca...Öğrencileri şanslı değildir; Giden gelmez bazen, kaybedilen acı bir pişmanlık bırakır geriye...Varsa bir seçenek daha denemek gerekir.
Gurur; hiç iyi bir seven olamamıştır. Düşünmek gerekir, bir kefeden diğerine koymak, tartmak...
Soru şu;
"O, Varken Mi ? Yokken Mi ?"
07.11.2004'e ithafen,