Pazar, Mayıs 03, 2009

Gazoz Kapağından Fırfır Yaptım - 3

Yağmur başladı. Severim yağmuru, ama akşam oluyor; hava soğuyacak birazdan. Gelmese miydim buralara? Korkmak yok, bilyeleri aldım mı dönerim, bir şey olmaz. Daha önce bu mahalleye geldiğimi hiç hatırlamıyorum, teyzemlerin oturduğu yere çok benziyor, ama kesinlikle orası değil. Aa, vallahi kiraz ağacı billahi kiraz ağacı. Kiraz yok ama bunda?
- Teyze bu kiraz ağacı sizin mi?
- Evet, delikanlı.
Delikanlı mı? Haa, amcam da derdi, öyle bir şey herhalde.
- Kiraz yok ama bunlarda?
- Daha çiçek yavrum onlar. Yaz gelince olur kiraz. Sen kimin oğlusun yavrum bilemedim?
- Aşağı mahalleden geliyorum ben teyze. Buralı değilim. Güneş şurdan mı batıyo, şu tepenin ardından?
- Hee, noldu ki?
Aha dükkanlar var şurda. Dur bi bakayım.
- Delikanlı! Allahallah gitti... Gir kız içeri!
...
- Amca bana şöyle bir kalın ip lazım. Var mıdır?
- Ne için lazımdı beyim? 
Beyim mi?
- Cigaran sönmüş beyim.
Allahallah. Lan nası mahalle burası?
- Hı? Ha, evet. Yağmurdan heralde.
Ne zaman yaktım ki bunu? Neyse.
- Kaç metre?
- Ne kaç metre?
- Urgan diyorum. Kaç metre istersin?
- 2- 8- 10 metre, yeter herhalde.
Niye güldü ki bu şimdi. Bıyıkları kırlaşmış, saçı da kel. Sen kendine bak.
- 10 metre kestim, buyur.
- Sağolasın.
- 30 lira.
30 lira mı? Param yok.
- Neyse kalsın vazgeçtim ben.
- E kestim ama beyim.
- Yok kalsın.
- Mındar ettin. Olmaz ki böyle, ama.
- Hadi hayırlı işler.
Koş oğlum, koş. Çok fena kızdı adam.
- Dur beyim, nereye? Allah'ım yarabbim, deli mi ne adam...
Para istedi. Para yok bende. Bende para ne gezer. Vardı ona da kibrit aldım. 30 lira diyor bir de. 30 lira!.. Kaç bilye eder 30 liraya? Çok. Güneşi tutacağım desem parasız verir miydi? Niye versindi ki. Hem alay ederdi belki de. Etmezdi belki de. Yok kesin ederdi. Yusuf bile gülmüştü. Yoruldum, ıslandım, üşüdüm. Niye geldim ki ben buraya? Güneş de batıyor. Yetişemedim. Keşke bisikletimle gelseydim. Hi! Bir, iki, üç... Altı tane!.. Geliyorlar. Anneee! Anneee!
- Beyim!
- Köpekler, var amca!
- İçeri gel, içeri!