- Korkuyorum, baba. Bırakma beni.
- Buradayım, oğlum. Korkma.
- Ellerim baba, ellerim görünmez oluyor kimi zaman. Gözlerim kararıyor, başım dönüyor.
- Sakin ol, oğlum.
- Baba, hak-hakikat belirginleştikçe, bir sürü sınırlar inceliyor. Elimdedir sandıklarım üzerinde hiçbir hükmüm yokmuş gibi görünüyor. Öğrendiklerimi bir delik torbaya dolduruyor gibiyim. Baba?
- Buradayım, oğlum.
- Boş çıktı, baba. Sandığım boş çıktı. Milyonlarca satır, yüz binlerce sayfadan, binbir emek ve zahmetle süzüp, parlatıp, sandığımda biriktirmiştim oysa. Sandığım bana ihanet mi etti?
- Sen sakin ol.
- Değişiyorum, baba. Renklerim birbirine karışıyor. Bir yandan bulanıp, bir yandan duruluyorum. Ne yana yürüsem, yol hep arkamda kalıyor, baba. Önümde hep aynı bilinmezlik. Ölüyor muyum yoksa, baba?
- Büyüyorsun, oğlum. Büyüyorsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder