Pazartesi, Ağustos 03, 2009

Denizdeki Şişe

Kelimeler…
Ceplerinde veballeriyle beraber gelir dilime
Ve aleyhimde delildir tüm adımlarım
Ve tüm aşklar, hevesler, ukdeler,
Ve gönülden geçenler
Madem ki ölüm karşısında yerle birdir;
Öyleyse olacağına varsın hepsi.
Mümkün olsaydı sözlerin vebalini mürekkeple kağıda yıkmak
Ve iblisin üstüne atmak işlediğim her suçu;
Ve diyebilseydim ki ben gitmedim
Yer kaydı ayaklarımın altından,
Bütün bir insanlık temize çıkardı.
Ve cehennemde yer kalmazdı kimseye yalanımdan.
Ama koynumda ölümle uyurum ben,
Ve sırtıma gömlek diye giyerim gündüzün.
Ne dizlerimde dermandan eser
Ne de gözlerimde bir damla fer…
Yaprakları dururken omzumda güzün,
Bahara methiyeler düzmek gelmiyor elimden.
Özür dilesem gözlerimden,
Haklarını helal etseler gördüklerini unutup,
Ellerim titremese sonra ve
Tazelense eskimiş vücudum.
Çok sözler okudum, dinledim, duydum.
Sayıkladım hepsini, kayıtlarını tutup.
Suyun, ekmeğin, ateşin ve toprağın
Haklarına girdim geceleyin.
Mescitlerde her Cuma vebalar yaydım.
Sonra kanıma giren kızları saydım,
Ve emrettim: Adlarını heceleyin!
Suyun, ekmeğin, ateşin ve toprağın.
Ama kabir karanlıktır, mezarlık soğuk,
İstersen fısılda, istersen yırtın;
“Ölüm” derken sesin ne yapsan boğuk.
Kandilleri söndürdüm mübarek gecelerde
Bütün şehirleri ev ev dolaşıp,
Pencerelerinden girip, kapılarından sıvışıp.
Mü’minlerin kanlarına girdim.
Oğulları ve kızları zehirledim
Ve anaları ve babaları ağlatıp
İftar aşlarına ağular kattım.
Kan döktüm mübarek gecelerde.
Oysa temizlenecektim ben,
Çağlayanlarda yıkanacak, gül ve amber kokacaktım
Ama kelimeler veballeriyle geldiler hep.
Dinlediğim suçlara ortak oldum,
Günahları günahlara sarıp
Katran karası ve gözyaşıyla yoğurdum.
Bire beş baldıranlı suda kaynattım iyicene,
Cuma cemaatlerine dağıttım şifâ niyetine.
Böyle olsun istemezdim,
Çağlayanlarda yıkanıp, gül ve amber kokacaktım.
Her hayali bir gerçeğe nişanlayacaktım;
Er geç düğün olacak,
Ve hem gidecek hem ağlayacaktım.
Ama kelimeler…
Kelimeler,
Ceplerinde veballeriyle geliyorlar hep.
Siz kaçın, uzaklaşın.
Ben onları oyalarım,
Ne kadar dayanırım bilmem ama.
Nasıl olsa ölüm var.
Ve madem ki ölüm karşısında yerle birdir cümlesi,
Öyleyse olacağına varsın hepsi…