Perşembe, Temmuz 21, 2005

EĞER

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

Can Yücel

Pazartesi, Temmuz 11, 2005

merhaba, nasılsın???

Lütfen sorma bana "halinden memnun musun?" diye. Aslında merak bile etmediğin birşey için kendimi sorgulattırma bana. Neydimle, ne oldum arasındaki sürünüşe şimdiki aklın verdiği sahte güven duygusuyla dönüp baktırma bana. Beni ezerek değiştirenleri, sinsice değiştirenleri, değersizlikleriyle değiştirenleri, iyi niyetin postuna bürünüp değiştirenleri, değiştirmeyi amaçlamadan neden bilinmez; bilinsede farketmez. Sırf terkettikleri için değiştirenleri hatırlatma bana. Bulduğum, görebildiğim her değişimin sebebini arattırma, her biri için ağıt mı, pişmanlık mı, sevinç mi, umursamazlık mı diye araştırtma bana. Yıldızları da, palyaçoları da, figüranları da özlemedim; onlara manasız selamlar vermek zorunda bırakma beni.

Ağlamakla gülmek arasında seçim yapmak zorunda bırakma beni, ikisine de inanmıyorum; beni kendi aralarında paylaşmış olsalar bile. Sorguladığım herşeyin bende bıraktığı izleri, benim onlarda bıraktığım izlerle karşılaştırma bana; saygım olmayan mücadelelerin galiplerini bilmek zorunda bırakma beni. Zamanında verdiğim değerleri gerçeklerle teraziye koydurtma bana, herşeyi eski zamanların hatıralarından, anlık duygulardan, kısa yanılgılardan, sahte kahramanlardan, bana uzanan kollardan, çaresiz sarılmalardan, zayıflıktan ibaret bahanelerle dengelediğimi duymak istemiyorsan sorma bana bu soruyu. Ama illaki soracaksan, beni bu yolculuğa iteceksen, o zaman bilmelisin ki, evet memnunum halimden, hem de senin asla anlayamayacağın kadar

Ne temiz kalıyor şu hayatta?

Hiç birşey temiz kalmıyor hayatta.. Sahip olmaya, diriltmeye, yüceltmeye çalıştıkça izlerimizi bırakıyoruz üstünde, bundan gurur duymayı başarabilecek kadar da yüzsüzüz aslında.

Temasımızın bıraktığı izlere başarı gözüyle bakacak kadar da körüz. İzlerimizi yarıştıracak kadar da aciz. Bir yandan kirletirken, bir yandan birbirimize gülümseyebilecek kadar da yalancı. Nerde başlıyor tespit etmek güç ama bir o kadar da önemsiz, durdurmanın mümkün olmayacağı bu kadar açıkken.

Başlangıçların temiz umudu giderek kararırken, gülümsemeler bunu kapatmak için giderek gerginleşirken, sonuçlar sebepleri örtmeyi başarırken, sorgulamak da manasız zaten. Savaşmak? Peki savaşmak? Savaşmak da daha fazla kirletmek değil mi? Olmadığını, olamayacağını bildiklerinin uğruna sırf yapmış olmak için girdiğin kavgada bulabileceğin zafer de amacın kadar kirin içinden çıkıp onun bir parçası olmuyor mu?

Aydınlık kör edici şiddetiyle, karanlık örten, sakinleştiren dinginliğiyle kiri kapatsa bile kurtuluşun anahtarı olmadığı çok açık. Kirin içine saklanmak, çaresizlik, kabullenmek... Kabullenmek zaten tek seçenek. Kabullenmek ve görmek, ve bilmek, en azından bir farkın olmadığını bilmek; üstüne düşen payı şöyle veya böyle eninde sonunda kirleteceğini bilmek, tamamen battığında bile gözlerini yummamak; kendinden öncekileri suçlamadan, kendinden sonrakilere "hayatta hiçbirşey temiz kalmıyor, buna hazır olun" diyebilmek...

Pazartesi, Temmuz 04, 2005

Tyler Martin --"Pink Floyd has been my all-time favorite band since I started really listening to music. I think Roger Waters is a genius in dramatic lyrical storytelling. Wright, Mason, and Gilmour are amazingly talented musicians. The very early Syd Barret days just didn't compare, and the band just did not have the same power and energy when they tried to go on without Waters after The Wall and The Final Cut. It was the harmony of these four musicians that made a gigantic musical and emotional impact on me.