Pazartesi, Mayıs 02, 2011

duraksamak

içinden çıkamadım. çayım da bitti çoktan. canım da sıkkın zaten. "neden?" sorusunu sorup da cevaplayamadığımız zaman kafamız çalışıyor aslında. çok çalışıyor. "neden?" diye soramadığımız zaman: duraksıyoruz.
nerede yanlış yapıyoruz, diye sorduğumuzda "doğru" ve "yanlış"ın aslında birer yeri ve anlamı vardır zihnimizde.
yapageldiğimiz şeyin "doğruluk" ve "yanlışlık" gibi bir değer taşımadığını farkettiğimizde: duraksıyoruz.
"atma"lar olmuyor. düşünceler bozunup, bileşenlerine ayrılıyor, cismini ve biçimini yitiriyor, varlık sahasından çekiliyor.
beynimin tepesinde sanki bir çorba-misal bir havuz varmış da, aklım o çorbada karışıp bulamaca dönmüş gibi oluyor. böyle olunca duraksıyorum.
duraksadım.
duraksayınca, la havle çekmeli. hiç olmuşuzdur zira. Öz çekilmiştir, gölge de yok olmuştur o zaman. havl ve kuvvet, cüz'an da olsa elimizden çıkmıştır.
duraksadım.
la havle...

1 yorum:

Serhan Ok dedi ki...

Kalemine sağlık sevgili dostum. Düşüncelerin pirisin sen...